II. Abdülhamid Balmoral Kalesi’nde (1867)

Meraklı Bir Sultanın Portresi: II. Abdülhamid’in Tablo Koleksiyonu

Yazar: Merve Köksal

7 Ağustos 2020

II. Abdülhamid’in halife olması sebebiyle portresini yaptırmadığı, fotoğraflarının çekilmesine izin vermediği ve bu konuda katı tedbirler aldığı yaygın bilgilerdir. Nitekim onun portresini on iki yıllık hizmetinin ardından yapabilen saray ressamı Fausto Zonaro da bu durumu teyit eder. Oysa sanatla yakın bir bağ kuran Sultan’ın, yalnız hilafet söylemine bağlı olarak portresini yaptırmadığını düşünmek yanıltıcı bir yaklaşımdır. Fahri Kaptan’a atfedilen bir II. Abdülhamid portresi bugün Askeri Müze Koleksiyonu’nda, Ivan Konstantinovich Aivazovsky imzalı bir başka portre ise Berlin’deki özel bir koleksiyondadır.

Amerikan Orta Elçisi Samuel Cox’un anılarında izine rastlanan diğer bir portre Osman Hamdi Bey imzasını taşır. Sultan’ın ressamlarından Antranik Allahverdi de fildişi madalyonlar üzerine II. Abdülhamid portreleri yapmıştır. Suretinin izine güçlükle rastlanıyor oluşu belki de yalnızca karmaşık karakterinin bir yansımasıdır.

II. Abdülhamid, Osmanlı tahtının son soy atası olan II. Mahmud’un torunu; bir Tanzimat çocuğudur. Babası Abdülmecid ve amcası Abdülaziz dönemlerindeki alışkanlıklar içinde yetiştiğinden sanatla erken yaşta ilişki kurar ve ressamların sarayda daimi yer kazandıklarına tanıklık eder. Diğer şehzadeler gibi Batılı bir saray terbiyesiyle büyütülen ve resim dersleri de alan II. Abdülhamid portreye merak duyar, manzara ve çiçek resimleri yapmaktan hoşlanır. Fatih Sultan Mehmed döneminden itibaren sarayda birikmeye başlayan ve Dolmabahçe Sarayı’nın inşasıyla beraber tefrişata katılan tuval resimleri, hayatlarını saray yapılarında sürdüren diğer hanedan üyeleri gibi II. Abdülhamid’in de görüngü alanındadır. Resimle uygulayıcı olarak ilgilendiğinden Dolmabahçe Sarayı’nın orta katındaki salonlardan birini Resim Odası olarak düzenleten Abdülaziz, hem Şeker Ahmed Paşa’nın çabaları hem de Goupil Galerisi’nden yapılan alımların etkisiyle bu birikime bir tablo koleksiyonu kimliği kazandırır. Böylelikle II. Abdülhamid, henüz bir şehzadeyken onu kuşatan ortamda güzel sanatlarla beslendiği kadar, bu alanda kendine ait bir beğeni de geliştirir. Bu sürecin en önemli noktalarından birisi 1867 yılında Abdülaziz’le beraber çıktığı kırk yedi günlük Avrupa seyahatidir. Batılı yaşayışı yakından gözlemleme fırsatı bulan yirmi beş yaşındaki şehzade, Paris, Londra ve Viyana gibi başkentlerde opera temsillerine katılır; çeşitli davetler ve türlü kabul törenlerine iştirak eder. Paris’teki Opera Garnier’den çok etkilenen II. Abdülhamid önce Verdi’ye, ardından klasik Batı müziğine tutkuyla bağlanır. Gezdiği müzeler ise bir başka görgü geliştirici unsur olur ve hatıralarında iz bırakan bu seyahat onun medeniyet algısını da derinden etkiler. İleride Yıldız Sarayı’na on farklı galeriden oluşan bir Müze binası yaptıracak, çok sevdiği “Norma”, “La Traviata”, “Il Trovatore” ve “Faust” operalarını saray tiyatrosunda defalarca sahneletecektir.

Rudolf Ernst (1854 – 1932), Paris’te Opera Yangını, 1883, tuval üzerine yağlıboya, 313 x 236.5 cm]

Görece kamusal yaşam süren Tanzimat sultanlarının aksine kapalı bir hükümdar imgesi kurgulayan II. Abdülhamid, bu imgeyi hilafet izleğiyle bağdaştırır. Onun otuz üç yıl süren iktidarı toplumsal özgürlüklerin kısıtlandığı bir dönem olarak hatırlanmakla beraber, modernleşme ideali altında ilköğretime kadar yayılan kitle eğitiminden demiryollarının inşasına kadar pek çok yeniliği de kapsar. Bu yıllarda sansüre rağmen kültür, istibdada rağmen modernleşme yükseliştedir. Ülkeyi sarayından çıkmadan yöneten Sultan’ın karmaşık ve meraklı yapıdaki karakteri bu çelişkili durumun eksenine yerleşir. Hayatın her alanına sızan hafiye ordusuyla toplumu tedirgin eden II. Abdülhamid, sanatsal gelişmeleri de ilgiyle takip eder. Joseph Manas ve Antranik Allahverdi gibi Sultan’a bağlı olarak çalışan çok sayıda ressamın yanında Amadeo Preziosi, Osman Hamdi Bey, Luigi Acquarone ve son olarak da Fausto Zonaro saray ressamı olarak taltif edilirler.

Cülusunun yedinci yılında eğitime başlayan ve günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olarak hizmet veren Sanayi-i Nefise Mektebi ise pek çok yerli ressam yetiştirecektir. Saray’a sundukları resimlere karşılık bonkör bir biçimde ödüllendirilen, sergi düzenlemeleri için desteklenen ve Avrupa’da eğitim almaları için burs verilen sanatçılar onun himayesini devamlı hissederler. Ancak koleksiyonda “Kulları” imzasıyla yer alan tablolar, II. Abdülhamid’in resme istidadı olan kişilerle kurduğu bambaşka bir ilişki türünü daha gösterir. Büyük kısmı Darüşşafaka, Harbiye, Bahriye ve Mühendishane talebeleri tarafından yapılan, estetik etkinin zayıf olduğu bu resimler, yerli sanatçıları cesaretlendirmek için Sultan tarafından satın alınarak Yıldız Sarayı duvarlarında sergilenirler. II. Abdülhamid, amcasından devraldığı tablo koleksiyonunu Avrupa ve Pera’nın sanat iklimiyle olduğu kadar yerli ressamlarla da etkin bir temas alanı kurarak genişletir.

Francesco Saverio Altamura de Corregio (1826 – 1897), Odalık, 1887 ,tuval üzerine yağlıboya, 112 x 85.5 cm

Batılı ressamlar için çekici bir istikamet olan İstanbul, tuval resmine değer veren Osmanlı Sarayı’nı ve Pera gibi son derece canlı bir sanat merkezini içinde barındıran, yüksek sirkülasyonlu bir kenttir. II. Abdülhamid döneminde İstanbul’a geldiği tespit edilen elli kadar Batılı ressamdan azımsanmayacak bir kısmının kentteki sergilere katıldıkları, kişisel sergi açtıkları, Saray’dan davet aldıkları ve eserlerini Saray Tablo Koleksiyonu’na kabul ettirdikleri görülür. 1870-1890 yılları arası yirmi civarı serginin gerçekleştirildiği Pera’da, 1890-1910 yılları arası elliyi geçkin sergi düzenlenir. Kentin sanat ortamında yaşanan bu heyecan verici canlılık Saray’ın tutumuyla da ilgilidir. Zira Sultan’ın seçici gözü olarak sergileri gezen ve beğendiklerini koleksiyona katmak üzere satın alan Şeker Ahmed Paşa, sanat piyasasına doğrudan etki eden figürlerdendir. 1902 tarihli II. Pera Salon Sergisi’yle özel olarak ilgilenen ve teşhirdeki eserlerin fotoğraflarını çektiren II. Abdülhamid, cülusunun 31. yılı münasebetiyle bir resim sergisi düzenletir.

Yabancı ziyaretçilerine tablo koleksiyonunu gösterme âdeti olan Sultan, seçkin konuklarına ve devlet ricaline resimler hediye eder. Fausto Zonaro, II. Wilhelm’in ziyareti öncesinde Dolmabahçe ve Yıldız Sarayları’ndaki tabloları günlerce düzenler.

31 Mart Ayaklanması ve devamındaki hadiseler sırasında Yıldız Sarayı yağmalanır, ardından da yoğun bir tasfiye sürecine girer. 1910 yılında yaşanan Çırağan Sarayı yangını ise koleksiyonun bir bölümünü tahrip edecektir. Bu olaylar sonucu kaybolan eserler, derinleştirilmeyi bekleyen ileri tarihli bir araştırmanın konusudur. Saltanatı boyunca itinayla muhafaza ettiği tablo koleksiyonu, yaşadığı dönemde olduğu kadar bugün de pek çok açıdan yorumlanan II. Abdülhamid’in örtük kişiliğine farklı bir ışık tutar ve sanatla kuşatılmış bir monarkın iç dünyasına dair benzersiz ipuçları sunar.

Fausto Zonaro (1854 – 1929), Kaiser II. Wilhelm’in Yıldız Şale’ye Gelişi, 1899, kağıt üzerine suluboya, 43 x 76 cm

Kaynakça

Aksüt, A. K. (1944). Sultan Azizin Mısır ve Avrupa seyahatı. İstanbul: Ahmet Sait Oğlu Kitabevi.

Georgeon, F. (2003). Sultan Abdülhamid. İstanbul: İletişim Yayınları.

Germaner, S. ve İnankur, Z. (2002). Oryantalistlerin İstanbulu. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Kaya, G. S. (2010). Milli Saraylar Tablo Koleksiyonu. İstanbul: TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı.

Küçükhasköylü, N. (2011). “Osmanlı Sarayında Ermeni ressamlar: Manas ailesi.” Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi dergisi, 28(1), 165-182.

Küçükhasköylü, N. (2015). “Antranik Efendi: The 19th Century Ottoman Court Painter.” The Journal of Academic Social Science, 3(12), 116-125.

Makzume, E. (2006). “XIX. yüzyıl Osmanlısında oryantalist ressamlar.” Ö. Taşdelen ve I. Baytar (Ed.), Osmanlı Sarayı’nda oryantalistler. İstanbul: TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı. 43-70.

Osman Nuri. (1998). Yıldız Sarayı: “Abdülhamid-i Sanî ve Devrii Saltanatı” Yayına hazırlayan: Sabahattin Türkoğlu. İstanbul: Yıldız Sarayı Vakfı.

Osmanoğlu, A. (1984). Babam Sultan Abdülhamid (hatıralarım). İstanbul: Selçuk Yayınları.

Osmanoğlu, Ş. (2007). Babam Abdülhamid saray ve sürgün yılları. İstanbul: Leyla ile Mecnun Yayıncılık.

Sinanlar, S. (2008). Pera’da resim üretim ortamı 1844-1916. (Yayınlanmamış doktora tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul). Erişim adresi: https://polen.itu.edu.tr/handle/11527/12504 (last retrieved 3 August, 2020).

Ürekli, F. (2017). Sarayın başressamı Fausto Zonaro ikbâlden idbâra. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Zonaro, F. (2008). Abdülhamid’in hükümdarlığında yirmi yıl Fausto Zonaro’nun hatıraları ve eserleri. C. M. Trevigne ve E. Makzume (Ed.). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

TBMM Milli Saraylar Koleksiyonu

Merve Köksal Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde araştırma görevlisi ve doktora öğrencisidir. Yüksek lisans öğrenimini “II. Abdülhamid Döneminde Saray Tablo Koleksiyonu’nun Geliştirilmesinin İncelenmesi” başlıklı teziyle tamamladı; bu süreçte II. Abdülhamid’in saltanatı altında Pera’da gelişen sanat hareketleri, Sultan’ın ressamlarla ilişkisi ve sarayın tuval resmi koleksiyonunu hangi kanallardan geliştirdiği hususlarında derinleşti. Orient-Institut İstanbul’da konuk araştırmacı olarak bulunan Köksal’ın güncel araştırma alanı işgal döneminde (1918-1923) Pera’da gelişen yeraltı hayatı ve bu hayatın eksenine yerleşen marjinal gruplardır.

Citation: Köksal, Merve. “Meraklı Bir Sultanın Portresi: II. Abdülhamid’in Tablo Koleksiyonu,” Orient-Institut Istanbul Blog, 7 August 2020, https://www.oiist.org/merakli-bir-sultanin-portresi-ii-abduelhamidin-tablo-koleksiyonu/

Keywords

Ottoman Empire, Turkey; 19th century; Sultan Abdulhamid II; Palace Collection of Paintings; History of Art; research project; OII-History & Life Narratives